4 Ocak 2010 - Hürriyet Gazetesi
Trendler estetik uygulamalarda da zaman içinde değişiklik gösteriyor.
Örneğin geçmişte istenen minicik burunların yerini artık daha doğal görünümlü olanlar aldı.
Burun ameliyatları konusunda beklentiler gün geçtikçe değişiyor. 10-15 yıl önce bize başvuran hastanın düşünce yapısı ile şimdiki arasında büyük farklılıklar var. Eskiden hastalar kalkık, küçük, estetik operasyon yapıldığı belli olan burun modelleri üzerinden isteklerini belirtiyordu. Bu trend, tüm dünyada olduğu gibi bizde de doğal, kişinin yüzüne uyumlu, nefes yapısını rahatlatacak bir burun modeli istenmesi yönünde değişti.
Şimdi hastaların büyük çoğunluğu, yüzüne yakışan, doğal görünümlü bir estetik işlem uygulanmasını istiyor. Doktorun fikrine de saygı gösteriyorlar.
Burnundan rahat nefes almayan insanların önceliği, estetik görünümün yanı sıra rahat nefes almalarını sağlayacak işlemler yapılması yönünde oluyor. Deviasyon dediğimiz burundan nefes alma sorunlarının çok olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Dolayısıyla burun ameliyatlarında, bu sorunun da en az estetik görünüm kadar düşünülmesi ve düzeltilmesi gerekiyor. Ameliyat sırasında nefes almayı engelleyen sistemlerin yeniden elden geçirilmesi önem taşıyor.
FARKLI ETNİK YAPILARA ÖZEL ESTETİK YAPIYORUZ
Türkiye’de coğrafi çeşitlilik nedeniyle çok çeşitli burun yapıları görülüyor. Bu kadar fazla çeşitli buruna estetik yapmak bir avantaj ve zenginlik yaratıyor. Farklı etnik yapılar bir arada yaşadığı için ülkemizdeki estetik cerrahları bu konuda çok tecrübeli. Burun çeşitliliği içinde; kalın derili, ince derili, büyük kamburu ya da küçük kamburu olan, çok geniş ya da çok yağlı ciltli burunlu hastalar var. Doktorun bu farklılığı fark ederek hastasıyla bilgilendirici bir iletişim içinde olması gerekiyor. ınce derili ve kalın derili burun modellerinin estetiği farklı oluyor.
Farklı etnik yapıların estetiğinden söz ederken, Karadeniz Bölgesi’ndeki insanların estetik eğiliminden bahsetmemek olmaz... Toplumda en çok Karadenizliler burun estetiği oluyor şeklinde bir düşünce var. Ama ben bunun çok da geçerli ve doğru olduğuna inanmıyorum. Çünkü yöresel özellik nedeniyle insanlar bu burun yapısına alışıklar ve estetik olmaları gerektiğini düşünmüyorlar.
Ancak büyük şehirlere geldiklerinde, sosyal çevreleri değiştiğinde, bu çevreden estetik olmaları yönünde baskılar yapıldığında, estetik operasyon geçirmeyi düşünebiliyorlar. Yoksa “Biz Karadenizliyiz, burnumuz güzel değil, gidip estetik yaptıralım” tarzında genel bir yaklaşımdan söz edemeyiz. ınsanlar burunlarını sorun olarak görmüyorlarsa estetik yaptırmayı da düşünmüyorlar.
ERKEKLER ESTETİĞİNİ SAKLAMAYI SEVİYOR
Kadınların burun estetiği ile erkeklerinki de birbirinden çok farklı... Kadınların estetikten beklentisi daha yüksek... Erkeklerin ameliyatını ise doğal ölçülerde yapmak zorundayız. Çünkü çoğu erkek estetik olduğunun bilinmesini istemez, kadınlarda ise bunun önemi daha azdır.
Erkeklerde doğallık unsuru daha ön plandadır. Erkeklerin burun içi sorunları kadınlara göre daha fazladır. Çocukluk ve ergenlikten itibaren erkeklerin daha hareketli, sportif bir yaşamları vardır, bu nedenle burun içi sorunların oluşmasına, kadınlara oranla daha sık rastlanır.
DOĞUŞTAN GELEN SORUNLAR ESTETİKLE DÜZELTİLİYOR
Doğumsal kaynaklı dudak-damak yarıklı çocuklarda da burun problemleri görülebiliyor. Çünkü damak ve dudak yarığı beraberinde birçok deformiteyi getiriyor. Sadece dudak yarık olmuyor, burun kanatları da bozuk oluyor. Burnun destek yapılarında çöküntüler görülüyor. Böyle olması buruna da müdahale edilmesini gerektiriyor.
Bu bebeklerin ameliyatları çok erken başlıyor ve 18-20 yaşına kadar devam edebiliyor.
İlk dudak ameliyatı sırasında buruna da müdahale ediliyor. Çocuk büyüdükçe gelişim değişikliklerine göre çeşitli müdahaleler yapılabiliyor. Bunların bir kısmı nefes almaya yönelik... Ama estetik bir sonuca ulaşma çabasıyla da bu işlemler devam edebiliyor.