21 Ocak 2013 - Hürriyet Gazetesi
Kadınlar doğaları gereği sadece tek bir bölgeden değil birçok bölgeden yağlanıyor. Diyete dikkat etmek, spor yapmak her zaman gerekli. Bazıları bunları yapsa da yağlardan kurtulamıyor. “Lazer Lipoliz” yöntemiyle ise üç adımda bu yağların vücuttan atılması sağlanabiliyor.
Hepimizin anatomik yapısı birbirinden farklı. Bazıları sadece karın ve bacaklarından kilo alırken, bazıları sırt, bel kenarları, basenler, bacak içleri, ayak bileği, kollar, göğüs kısmı da dahil olmak üzere vücudun birbirinden farklı bölgelerinden kilo alabiliyor.
Bu bölgelerde biriken inatçı yağlar da, kişi beslenmesine dikkat etmesine, düzenli spor yapmasına rağmen yerleşip kalıyor. İşte kadınları çileden çıkaran bu inatçı yağlar için ya liposuction ya da lazer lipoliz yöntemlerini uyguluyoruz. Lazer lipoliz yönteminin liposuction yönteminden farkı, daha ince kanüller kullanılmasından ve yağ hücrelerinin lazer ile patlatılarak sıvılaştırılıp vücuttan uzaklaştırılmasından kaynaklanıyor.
Bu işlem için kullandığımız cihazın üzerinde lazer kaynağı var. Ayrıca hekimin kullandığı ve bu cihaza bağlı olan bir el aleti kullanılıyor. Ameliyathanede uygulandığı için hasta ameliyathaneye gelmeden önce vücudundaki yağlanmanın olduğu bölgelerde işaretleme yapılıyor. Fazla yağların biriktiği bölgeler önce uyuşturuluyor.
Çok küçük 1-2 mm civarında açılan deliklerden içeri girilerek yağlanan hedef bölgeye giriliyor. İçeri girmeyi sağlayan ince boruların içi sıvılaşan yağların rahatlıkla çekilebilmesi için boş oluyor.
Hekim ucunda el aletinin de olduğu lazer cihazıyla yağların olduğu bölgeye lazer enerjisi veriyor. Bu enerji yağ hücrelerinin zarını patlatıyor ve zarlar patladığı için hücre serbest hale geliyor. Yağ hücreleri özgür kaldığı için ince kanüllerle girilerek sıvılaşan yağ dışarı çekiliyor. Yağ bu şekilde vücuttan uzaklaştırılmış oluyor.
Eğer az miktarda yağ uzaklaştırılması planlanıyorsa lazer lipoliz yapılması uygun oluyor, eriyen yağ karaciğerden atılıyor. Ancak orta ve fazla miktarda yağ alınması gerekiyorsa lazer ile başlanan yağ işlemine klasik liposuction ile devam edilmesi daha uygundur. Her işlemin vücutta bir uygulanış süresi bulunuyor. Lazer lipoliz uygulamasında da süreyi belirleyen faktör, yağ alınacak bölgenin genişliğine ve yağın miktarına göre değişiyor. Burada elbette ki, deri altı dokusunun gevşek olup olmadığı da önemli bir rol oynuyor. Eğer bu yöntemi daha küçük ve sınırlı alanlarda uygulayacaksak yaklaşık 10-15 dakika kadar sürüyor. Daha geniş alanlarda uygulayacağımız zaman ise 45 dakika ile bir saat arasında değişiyor.
Yağ miktarının az olması halinde tek seans yeterli olurken, alınacak yağın fazla olması seans sayısını artırabiliyor. Aynı bölgeye yeniden uygulama yapılabilmesi için söz konusu bölgenin yumuşaması gerekiyor. Aradan 3-4 ay kadar bir zamanın geçmesi uygun oluyor. Ama aynı seansta birden fazla bölgeye de yapılabiliyor. İster lazer lipoliz olsun, ister klasik liposuction olsun çok dikkatle uygulanmalıdır.
Bunun için ameliyathane şartları gereklidir. Her iki yöntem kombine edildiğinde hastaya yararı daha fazladır. Bir yöntemin diğerine üstünlüğü yoktur.
YAĞ HÜCRESİNİN SAYISI AZALIYOR
Lazer lipolizde sabit olan yağ hücrelerinin sayısını azaltıyoruz. Yağ hücrelerinin bu şekilde dıştaki zarları patlatıldığı için hücre canlılığını yitiriyor, bu yüzden de tekrar oluşmuyor. Yağ hücresi sayısı azaldığından dolayı da vücutta depolanması azalıyor. Lazer lipolizde kullanılan lazerin dalga boyu, yağın kendisine ve oradan geçen ince kılcal damarlara yöneliktir.
Bu nedenle iç organlara zarar vermez. Bu uygulamanın sonunda hasta aynı gün, hatta ameliyathaneden çıkar çıkmaz evine dönebilir. Fakat uygulama vücudun geniş bir alanında yapıldıysa hastanın dinlenmesinde yarar vardır. Uygulama biter bitmez hastanın vücuduna küçük bantlar konulur, üç gün boyunca bunları çıkarmaması istenir.
Uygulama alanını kapsayacak şekilde çok ince, hastayı rahatsız etmeyecek elastik bir korse giydirilir, ilk banyoya kadar da bantların vücutta kalması sağlanır. Lazer lipolizden sonra sporu bir aydan önce tavsiye etmiyoruz.