8 Mayıs 2008 - Hürriyet Gazetesi
Kadınlarda memenin büyüklüğü, birbiriyle orantılı olup olmaması, iki memenin ayrıklığı, çok küçük ya da çok büyük olması özgüveni de önemli ölçüde etkiliyor.
Günümüzde meme estetiği alanında en sık yaptığımız ameliyatlardan bir tanesi de büyük memelerin küçültülmesi ameliyatıdır.
Çünkü estetik açıdan kadını tatmin eden bir meme, kadının günlük yaşamdaki hareketlerini, tavrını, konuşmasını, sosyal ilişkilerini ve kıyafet seçimini bile etkileyebiliyor. Büyük ve sarkmış memeye sahip kadınlar, yaşları genç bile olsa, dış görüntülerinden utandıkları için çok daha ileri yaşlarda giyebilecekleri bol ve koyu renkleri giysiler seçmek zorunda kalıyor.
Memelerin aşırı büyümesinin belli başlı nedenleri arasında şunlar yer alıyor:
-Hamilelik sonrası memelerin büyümesi
-Emzirme sonucunda memelerin büyümesi ve sarkması
-Aşırı kilo alıp verme sonucunda oluşan büyüme
-Hormonal aktivitenin fazla olduğu nedenler
-Genetik yapısal faktörler
-İlaçlarla olabilen nedenler
Meme dokusundaki bozulmalar, meme dokusunun büyümesi ve sarkmasıyla kendini gösteriyor. Meme ucu da aşağı düşüyor, bunların sarkmasıyla da deri dokusu genişleyip bollaşıyor. Bu durumda meme dokusunun fazlasının alınıp, kalan meme dokusunun toparlanıp göğüs kasının ön kısmına asılmasını içeren bir ameliyat yapılıyor. Meme ucu aşağı yukarı kaydırılıyor ve olması gerektiği yere taşınarak sabitleniyor. Bollaşan deri dokusunun fazlasını kestiğimiz için bu dokunun kesilip atılmasıyla bir iz oluşuyor. Eskiden her vakada T şeklinde bir iz oluyordu. Günümüzde sıkça kullandığımız bir başka teknik sayesinde, belli seviyeye kadar sadece meme ucundan aşağı doğru uzanan tek bir çizgi ile mümkün olduğu kadar az iz oluşturarak bu ameliyatları yapmaya çalışıyoruz.
SIFIR İZLE AMELİYAT OLMUYOR
Bu ameliyat yöntemleri meme büyüklüğünün yeterli olduğu ve sadece düşüklük olan hastalar için geçerli. Hem düşüklük oluşup hem memenin küçük olduğu hallerde büyütme ameliyatı ile birlikte, meme arkasına destek protezi konulup meme bir parça da büyütülebiliyor. Büyütme ve toparlama ameliyatı birlikte yapılmış oluyor. Düşüklüğün çok az olduğu kişilerde ise, meme altında hiç iz oluşturulmadan sadece meme ucundan şekillendirme yapılıyor. Bu kişinin deri yapısı, yaşı, oluşmuş deformitenin derecesine göre ayarlanıyor.
Hiç iz olmadan ameliyat yapılması günümüzde mümkün değil. Hasta ameliyat olmaya karar verdiğinde bu izlerin nasıl olabileceğini doktoruyla tartışmalı ve yeterli bilgiye sahip olmalıdır. Ameliyat sonrası izlerin daha iyi bir gelişim gösterebilmesi için birtakım ilaç ve önlemler gerekebilir. Bütün geliştirilmeye çalışılan yeni yöntemlerin ana amacı en az iz ve en az risk ile maksimum sonuç almaya yöneliktir.
AÇIK TENLİLERDE İZLER DAHA ÇABUK İYİLEŞİYOR
Meme derisinde sık kilo alıp vermeyle birlikte oluşan fazla deri küçültme sırasında kesilip atılıyor. Bunun dışında kalan yerleri gerginleştirdiğimiz için de meme derisindeki çatlaklar daha az belirgin oluyor. Meme dokusunun çok büyük olması halinde yapılan küçültme ameliyatı sırasında, meme dokusundaki sarkmayı da düzeltecek yöntemler kullanıyoruz. Çünkü kadınlar büyük bir memenin varlığından kurtulup daha küçük bir meme isterken, aynı zamanda daha kalkık görünümde, daha güzel görünen bir meme de istiyor.
Meme ameliyatlarından sonra izlerin iyileşmesi kişilere göre değişiyor. Bazı kişilerde 3-6 hafta içinde iyileşme oluyor, bazılarında ise bir - iki yıl sürüyor. İz yapısını oluşturan en önemli faktörler, kişinin kendi deri yapısından kaynaklanıyor. Derinin rengi, gerginlik derecesi, yara iyileşmesinin hızı da bunu etkiliyor. Koyu tenlilerde izlerin gelişimi daha olumsuz olabilmekte, çok daha yakın takip edilerek zamanında bazı ilaç ve müdahaleler gerektirebiliyor. Ama açık tenlilerde izler daha kolay bir gelişimle takip edilir. İz açısından çoğu kez daha şanslıdırlar.
Ameliyattan sonra hastalara bir süre özel korse takmaları ve sporcu sutyeni kullanmalarını öneriyoruz. Ağır kaldırmalarını istemiyoruz. Ayrıca sigara içmemeleri, aspirin kullanmamaları gerekiyor. Kol hareketi içerdeki göğüs kasını hareket ettirdiğinden, hastanın kolunu çok kaldırmamasını tercih ediyoruz. Yaklaşık 8-10 hafta sırt üstü ya da yan tarafa yatın diye öneride bulunuyoruz.
Ağız yarası, vitamin eksikliğinden oluyor
Ağızda yanakların ve dudakların iç yüzeyinde ortaya çıkan beyaz renkli, delik şeklindeki küçük yaralara "aft" deniliyor. Aftların çıkmasında genetik faktörler, ağız içerisindeki travma, stres, bağışıklık sistemindeki yetmezlikler, ağız sağlığına dikkat etmemek, B12 vitamini ve folik asit eksikliği, inflamatuar barsak hastalıkları ve Behçet hastalığı rol oynuyor. Sık tekrarlayan aftların Behçet hastalığı habercisi olabileceğinden hekime başvurulması gerekiyor.
Aft hakkında bilinmesi gerekenler:
-Aft kişide şiddetli yakınma yaratmıyorsa 7-10 gün içerisinde kendiliğinden geçebiliyor.
-Yara çıktıktan sonra, daha da büyümesini önlemek için asitli içecekler, çok ekşi ve acı yiyeceklerin tüketiminden kaçınmak gerekiyor.
-Tüm toplumda ise yüzde 10-50 oranında görülüyor. Aftın tedavi edildikten sonra yeniden ortaya çıkma riski bulunuyor.
-Tedavisinde ağrı kesici, antiseptik ve iyileşmeyi hızlandıran gargaralar, topikal kortikosteroid içeren ağız içerisine uygulanan kremler tercih ediliyor. Ayrıca tedavide multivitaminler ve bağışıklık sistemini harekete geçiren ilaçlar da kullanılabiliyor. Aftın daha şiddetli görüldüğü olgularda ağız yolu ile uygulanan ilaçlar kullanılabiliyor (kolşisin ve kısa süreli sistemik kortikosteroid tedavisi gibi). Çocuklarda da erişkinlerdekine benzer yöntemler ile tedavi uygulanıyor.
Acıbadem Sağlık Grubu Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahu Birol
Akne sorunu 15-20 yıl sürebiliyor
Akne, deride yağın geçişini sağlayan kanalların tıkanmasıyla oluşan, komedon adı verilen yapıların iltihaplanmasıyla oluşuyor. Ailelerin "ergenlik sivilcesidir" diyerek geçiştirdikleri bu durum, 10-13 yaşlarında başlayıp 15-20 yıl da sürebiliyor. Tedavi edilmediği takdirde, ciltte yoğun ve derin izler kalabiliyor. İş ve sosyal hayatı olumsuz etkileyen aknenin tedavisine ergenlikte başlanması gerekiyor. A vitamini türevi olan "izotretinoin" etken maddeli ilaçla, akne tedavisinde büyük başarı sağlanıyor.
Akneyi çoğaltan nedenler:
-Güneş bazı hastalarda akneyi azaltıyor gibi görünse de, terlemeyle birlikte komedonlar artıyor ve akne çoğalabiliyor.
-Adet dönemi öncesinde aknelerde alevlenme görülüyor.
-Madeni yağlarla temas edenlerde akne artıyor.
-Sigarayla ilgili yapılan az sayıda çalışmada, aknenin sigaradan olumsuz etkilendiği görülmüş.
-Doğum kontrol hapları, kortizon ilaçları ağızdan alınsa da, krem olarak sürülse de akneyi artırıyor.
-Bazı kozmetik ürünler de, yağlı yapıları nedeniyle aknenin çoğalmasına neden oluyor.
Acıbadem Kocaeli Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Arda Eminzade