12 Ekim 2009 - Hürriyet Gazetesi
Günde 50-100 saç telinin dökülmesi normal kabul edilir, bu nedenle endişelenecek bir durum yoktur.
Ancak daha ileri boyutlarda, tedavi için bir uzmana başvurulması gerekir. Çözüm için geç kalındığında ise iki farklı saç ekim yöntemi ile kellik sorunundan kurtulmak mümkündür.
Saç teli, vücuttaki diğer kıllar gibi büyüme, geçiş, dinlenme olmak üzere üç fazlı bir döngü gösterir. Saç telinin kaybı bu evrelerin herhangi birinde olabilir ancak sıklıkla dinlenme fazında meydana gelir.
Saç tellerinin yüzde 85’i büyüme fazında, yüzde 15’i dinlenme fazındadır. Ortalama her dört yılda bir bu oran değişerek saçların büyük kısmı yenilenmektedir. Günde ortalama 50-100 adet saç telinin kaybı normal sınırlarda olup endişe yaratmamalıdır.
Kişinin bu konuda hekiminden öğrenmek istediği ilk şey, saç dökülmesi sorununun kalıcı olup olmayacağıdır. Kalıcı saç dökülmelerinde, tedavi edilmediği takdirde (hatta bazen tedavi uygulansa bile) saç kaybı giderek artar. Kalıcı dökülmelerin bir kısmı saçlı deride harabiyet yaparak belli bir alanda iz de bırakabilir.
Doğal dökülmenin dışındaki saç kayıplarının birçok nedeni olabilir. Bu nedenler arasında en sık görülenler stres, yanlış kozmetik kullanımı, ilaç (kanser ilaçları, fazla A vitamini gibi), hormonal bozukluklar, ateşli hastalıklar, anemi, tiroid hastalığı, demir, çinko, protein eksikliği ve genetik kaynaklı olanlardır.
Erkeklerde en sık görülen ve kelliğe yol açan saç dökülmesi ise “dihidrotestesteron” da denilen erkeklik hormonunun genetik olarak kafa derisindeki saç foliküllerini etkilemesinden kaynaklanan “Androgenetik alopesi”dir.
SAÇ DÖKÜLMESİ GENETİK MİDİR
Saç dökülmesi, anne ve babanın her ikisinden gelen genlerin birleşmesiyle farklı bir yol izler. Bu farklı yol, erkek çocukta babasından tamamen farklı bir saç geleceği hazırlayabilir.
Erkeklerde saç oranı testosteron hormonuna bağlıdır. Bu oranın yüksekliğini ise yüzde 90 oranında anneden gelen genler belirler. Bu nedenle annenin ailesindeki erkeklerin saç durumu, babanın saçlarından daha fazla önem taşır.
Fakat hâlâ anneden gelen kromozomların neden daha büyük öneme sahip olduğu tam olarak anlaşılamamıştır.
25-35 YAŞ ARASI SORUN BÜYÜYOR
Saç dökülmesi ve kellik, erkeklerde kadınlara oranla çok daha sık rastlanan bir sorundur. 25 yaş üzerindeki erkeklerin yaklaşık yüzde 25’inde saç seyrelmesi görülür. 50 yaşındaki erkeklerde ise bu oran yüzde 50’lere kadar ilerleyebilir.
Ancak yaş ve saç dökülmesi arasında doğru orantı olduğunu söylemek yanlış olur. Kişide genetik yatkınlık söz konusu ise saç dökülmesi 20’li yaşlarda bile başlayabilir. Dökülme en yoğun olarak 25-35 yaşlar arasında görülür. 45’li yaşlardan sonra saç dökülmesinin azaldığı durumlar görülmekle beraber, 40’lı yaşlarda başlayıp hızlı bir şekilde devam eden saç dökülmeleriyle de karşılaşılabilir.
KADINLARDA DA GÖRÜLEBİLİYOR
Kadınlarda kellik çok nadir görülür ve saç dökülmesinin başlıca nedenleri, kalıtsal faktörler, hormonal değişiklikler, aşırı stres, tiroid rahatsızlıkları, anemi, hamilelik, kötü beslenme ve çok erken yaşlarda menopoza girilmesidir. Bunun yanı sıra saç kıran, mantar ve sürekli bir bölgeden saç koparma da (trikotilomani) bölgesel saç dökülmelerinin sebepleri arasında sayılabilir.
Anne ve kız kardeşte de benzer tipte saç dökülmesi varsa tedavi daha güç olmaktadır. Bu tipte kıl folikülü sayısı değişmez ancak saçlar giderek incelerek sert kıllardan yumuşak, ince tüyler haline gelirler.
Kozmetik ve buna bağlı psikolojik problemlere neden olabileceği için erken başvuru ve tanı önemlidir. Tedavisi mutlaka doktor kontrolünde yapılmalıdır. Saçlı deride hormon dönüşümünü sağlayan enzim inhibitörlerinin oral yolla alınması ve/veya incelmiş saç kılının çapını artıran losyonların uygulanması gereklidir.
ÖNCE SORUNUN KAYNAĞI BULUNMALI
Normalin üzerinde saç dökülmesi söz konusuysa, öncelikle sorunun sebebi araştırılmalı ve buna göre bir tedavi planı uygulanmalıdır. Tedaviye rağmen dökülmenin devam ettiği durumlarda ise tek ve kesin çözüm saç ekimidir.
Günümüzde uygulanmakta olan iki farklı yöntem bulunmaktadır: Foliküler Ünite Transplantasyonu (FUT) ve Foliküler Ünite Ekstraksiyonu (FUE)...
FUE YÖNTEMİ: Saç köklerinin özel ince uçlu iğneler ile ense üzerinden ya da vücudun belirli bölgelerinden tek tek alınarak seyrelmiş ya da tamamen dökülmüş olan bölgeye nakledilmesidir. Dikiş izi söz konusu değildir.
FUT YÖNTEMİ: Dünyanın en ileri ve gelişmiş saç nakli kliniklerinde en sık uygulanmakta olan tekniktir. Bu yöntemde, ense üzerindeki sağlıklı ve dökülmemiş bölgeden çıkarılan saçlı deri, mikroskop altında doğal yapıları bozulmadan uygun tekniklerle saç köklerine ayrılarak, seyrelmiş ya da tamamen dökülmüş olan bölgeye yerleştirilir. şerit olarak alınan kısım, plastik ve rekonstrüktif cerrahiye uygun olarak dikilir. Bu sayede, arkadaki dikiş izi en aza indirgenmiş olur ve iz ancak saç tamamen kazıtıldığında görülebilir. Dikiş, ameliyatı takip eden 12-15’inci günde alınır.