22 Mayıs 2008 - Hürriyet Gazetesi
Kadınların yüz estetiğinde burun ve kırışıklık giderici uygulamalar kadar tercih ettikleri işlemlerin başında "dudak estetiği" geliyor. Ancak estetik için dudak yapısının uygun olması gerekiyor.
Dudak yüzün en çok göze çarpan yeri ve hareketli olduğundan, dudak yapısı uygun kişilerde "büyütme" işleminin yapılması kadının güzelliğini de etkiliyor. Kötü bir uygulama, çok güzel bir kadını bakılması zor bir duruma da düşürebiliyor. Dudak M şeklindeki dış çizgisel yapısı ve bir de içindeki kırmızı bölümden oluşuyor. Bazı kişilerde alttaki kımızı dudak hattı kısa olabiliyor. Bazılarında da M çizgisi yeterince oluşmuyor. Her iki durum için de farklı estetik işlemler uygulanıyor. Dudaktaki kırmızı çizgiyi belirlemek için iç kısmını belirgin bir şekilde doldurmak lazım. Bunu yaparken dudak burun mesafesine dikkat edilmesi önem taşıyor. Burun ve dudak arasındaki mesafenin uzun olması nedeniyle, yapılacak herhangi bir estetik girişimde aradaki mesafeyi artırıcı işlemlerden uzak durmak gerekiyor. Bu mesafeyi kısaltan açık cerrahi işlemler dışardan kesilerek yapılabilir. Bunlar bazı izleri de beraberinde getirir.
Dudak estetiğinde en çok uyguladığımız yöntemleri şöyle sıralayabiliriz:
DUDAK ÇİZGİSİNİ DOLDURUYORUZ: Jel kıvamında, kolay uygulanabilen, 4-6 ay kadar kalıcılığı olan, zararı olmayan, hemen etkisi görülen, güvenli ilaçlar. Muayenehane ortamında uygulanabiliyor. Özellikle de dudak çizgisini belirginleştirmek için kullanıyoruz. Dudağın içine de yapılabiliyor. Ancak buradan emilimi çabuk olduğundan etkisi kısa oluyor. O yüzden hastaları iyi bilgilendirmek önemli.
SENTETİK MALZEME DAHA KALICI: Sentetik enjeksiyon materyalleri dediğimiz silikon ya da ona benzeyen sentetik orijinli, daha yoğun kıvamlı malzemeler, 4-10 yıl arasında kalıcı olabiliyor. Dudağın kalınlığında hafif bir azalma oluyor. Sentetik materyaller her zaman riskler içerir. Vücut bu sentetik materyalleri tutmak için fazla doku biriktirdiği için, kontrol dışı büyümeler ortaya çıkabiliyor. Dudak şişmiş gibi oluyor. Transeksüellerde olan kocaman dudaklar buna örnek gösterilebilir. Kötü silikon uygulamalarının geri dönüşü çok zordur. Çok detaylı ameliyatlarla dokunun içini kesip partikülleri ayıklayarak yapıyoruz. Olabildiği kadar sentetik materyallerden kalıcılığı uzun da olsa, daha az riskli, daha rahat enjekte edilen, daha az problemli malzemeleri tercih ediyoruz.
YUMUŞAK KIVAMLI BANTLAR: Çok yumuşak kıvamlı sentetik materyaller var. Bunlar enjeksiyon şeklinde değil, bant şeklinde yerleştiriliyor. Sentetik olması dezavantaj olsa da, uygulama yapıldıktan sonra geri alınması kolay işlemler. Lokal anestezi ile dudağın iki tarafından girilerek yerleştiriliyor.
CERRAHİ DOLGU İŞLEMLERİ: En sağlıklı ve çok sık kullandığımız, en önde yapılmasını tavsiye ettiğimiz Yağ enjeksiyonları ve doku kokteylleri ile de dudak estetiği mümkün. Ameliyat sırasında çıkan dokular ya da karından ameliyat sırasında alınan yağ dokuları ile enjeksiyon yapılıyor. İstenilen dolgunluk sağlanabiliyor. Bu enjeksiyonları, belirli miktarlarda birkaç kez yaparak kalıcılığını artırabiliriz. Genellikle vücuttan aldığımız yağ dokusunu altı ay saklıyoruz, birkaç kez daha enjeksiyon yapma şansımız var. Tek dezavantajı hafif de olsa bir ameliyat olarak planlanması.
MESAFE KISALTAN ESTETİK: Dudak ve burun mesafesi çok uzunsa, dudağın bu mesafesini kısaltmak için dudak kenarından bir kesi yapılarak mesafe kısaltılıyor. Dudağın üst kısmında iz oluşabilir ve rahatsızlık verebilir. Bu hastalarda dolgu yaptığınız zaman ördek dudağı gibi öne doğru gidebilir! Bu yöntemlerin olası dezavantajlarını hastalara önceden açıklayıp öyle uygulamak gerekiyor.
LOKAL ANESTEZİ İLE DUDAK BÜYÜTME: Dudak içinden ve dudak kaslarıyla oynayarak yapılan öne doğru büyütücü işlemleri lokal anestezi ile uygulayabiliyoruz. Ancak burada da dudak yapısını göz önünde bulundurarak hareket etmek, yüz güzelliğini bozmamak gerekiyor.
İNCE ÇİZGİLERE BOTOKS: Yaşla oluşan ince kırışıklıklarda, çok fazla dudak mimiğini kullanan, sigara içenlerde, kuru ciltlilerde, dudak yapısı ince olanlarda, üst çenesi ve diş yapısı geride olanlarda, yapılan yanlış diş tedavileri sonucunda üst dudağın altının boşalmasıyla üst ve alt dudakta boyuna ince çizgilenmeler olabilir. Bu çizgilenmeleri tedavi ederken, botoks enjeksiyonları yararlı olabilir. Dolgu materyalleri kullanılabilir. Dudağın kendisini de doldurabiliriz, oluşan zayıflığı destekleyici tedavi de yapabiliriz. Daha da derin oluşmuş çizgiler varsa bunlara zımpara, dermabrazyon, lazabrazyon uygulayabiliriz. Dermabrazyon (derinin üst tabakasının kazınarak alınması), bu hastalar için çok gerekli olabilir. Diş ve çene problemine yönelik tedavilerle de dolgunluğu sağlayıcı tedaviler olabilir.
Aşırı terleme hastalığı aileden geliyor
Aşırı terleme günümüzde kişileri sosyal yaşamlarında çok zor durumda bırakan ancak nedeni tam olarak bilinemeyen bir hastalık. Elde oluşan terleme nedeniyle kişiler tokalaşmaktan kaçınır hale gelirken, objeleri tutmada ve kaldırmada sorunlar yaşayabiliyor. Aşırı terlemeye şu hastalıklar sebep olabilir:
-Hipertiroidizm (Tiroid bezinin fazla çalışması)
-Obezite (Aşırı şişmanlık)
-Anksiyete bozuklukları (Psikolojik rahatsızlıklar)
-Menopoz ile birlikte oluşan hormonal değişiklikler
-Feokromositoma adı verilen ve nadir görülen bir hastalık
Aşırı terlemeye neden olan ter bezleri en sık avuçiçi, koltukaltı ve ayak tabanında bulunuyor. Bu nedenle en çok bu bölgeler terliyor. Aşırı terleme tesbit edilen kişilerin, yüzde 12-56’sının ailesinde de bu hastalık görülüyor.
Tedavi yöntemleri
İlaç: Alüminyum klorid içeren topikal kremler, sistemik antikolinerjik ilaçlar kullanılabiliyor. Özellikle sistemik antikolinerjik ilaçlar ağızda kuruluk, üriner retansiyon (ani olarak işeyememe ve işeme olsa bile mesanede önemli miktarda idrar kalması) ve görme bulanıklığı gibi yan etkileri nedeniyle kullanımı sınırlıdır.
İontoforez: Bu yöntemle elektrik akımı verilerek ter bezlerinin aşırı miktarda ter üretmesi önlenmeye çalışılır. İontoforez haftada 3-6 seans uygulanır ve başarısı sınırlıdır.
Torakal Sempatektomi: Bu yöntem çeşitli şekillerde uygulanmakla birlikte en sık "Videotorakoskopik" girişim şekli tercih edilir. Burada, hasta yan yatırılır ve tekrar çevrilir ya da yarı oturur pozisyonda ameliyat edilir. Göğüs kafesine önce kamera sistemi sokularak göğüs içindeki yapılar belirlenir. Daha sonra yüzdeki terleme için 2, ellerdeki terleme için 3 ve koltukaltındaki terleme için 4 no’lu ganglionlar (sinir kümeleri) çıkarılır. Operasyon bittikten sonra göğüs içine tercihe göre göğüs tüpü yerleştirilebilir. Ameliyatın sonunda, olguların yüzde 90-95’inde semptomlar ortadan kalkar ve hayat kalitesi yine aynı oranlarda iyileşir.
International Hospital Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Murat Kara