9 Eylül 2013 - Hürriyet Gazetesi
Hamilelik döneminde artan bazı hormonlar nedeniyle kadınlar dış görünüşlerinde olduğu kadar ciltlerinde ve saçlarında da bazı değişimler yaşıyor. Kadınların hamilelik döneminde çok şikayet ettikleri konuların başında cilt lekeleri, çatlaklar ve saçlarıyla ilgili sorunlar geliyor.
Hamilelikte oluşan çatlaklar, lekeler, saç sorunlarıyla ilgili olarak birçok önemli nokta var. Bunların erken dönemde bilinmesinde yarar görüyoruz. Asıl önemli olan da, hamilelerin hekime sorup danışmadan herhangi bir ilaç almamalarıdır. Daha önce yaşayıp da hamilelikte tekrar eden bir soruna karşı; nasılsa yeniden doktora gitmeye gerek yok deyip reçetelenmiş bir ilacı kullanmak bebek için sakıncalar yaratabilir.
Örneğin gebelikten önce bir egzama sorunu yaşayıp da doktora gittiyseniz, doktorunuz da size çok iyi gelen bir ilaç verdiyse, bunu hamilelikte kullanmayın. Çünkü egzama ilacı da olsa, bu ilaçların cilde uygulanması halinde bebeğin zarar görmesi söz konusudur. O yüzden üşenmeyin, ne gerek var demeyin, mutlaka doktorunuza gidin, aklınıza takılan tüm soruları sorun. Hamilelik dönemi komşu önerisiyle ilaç kullanılabilecek bir dönem değil, bu nedenle çok dikkatli olmalısınız.
CİLT LEKELERİ HAMİLELİKTE TEDAVİ EDİLMİYOR
Cilt lekeleri hemen hemen tüm hamilelerin yakındığı ortak noktalardan biridir. Bu lekelerin oluşmasında, yoğunluğunda ise, kişinin genetik yapısı, beslenmesi, ne kadar sıklıkta güneşlendiği bile etkilidir. Daha önce uzun dönem doğum kontrol hapı alındıysa, güneşte çok kalındıysa, hamilelik döneminde yoğun lekelenmeler oluşabilir.
Hamileliğin ilk aylarında bile olsa güneşin zararlı ışınlarından korunmak gerektiği gibi, yeteri kadar da faydalanmak gerekiyor. Bu da günde 20 dakika ile 30 dakikayı geçmemelidir. Vücudun D vitaminini sentezleyebilmesi için güneş ışınlarına ihtiyacı vardır, ancak aşırıya kaçılmamalıdır.
Bebeğin rahme yerleşmesiyle birlikte salgılanan hormonlar cilt yapısını değiştirdiğinden, koltuk altı, kasık ve karın orta bölgesinde renk değişiklikleri şeklinde bazı gelişmeler olabiliyor. Gebelik lekeleri adı verilen (melazma) daha çok alın bölgesi, dudak üstü ve yanaklarda ortaya çıkar. Bunun nedeni de cilde rengini veren renk hücrelerinin daha fazla çalışmasıdır. Bu lekeler sıklıkla buğday tenli kişilerde görülse de, açık tenli kişilerde de ortaya çıkabilir.
Gebelik esnasında salgılanan büyüme hormonu, östrojen ve progesteron, bu lekelerin ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Gebe kadınların çok fazla güneşlenmesi de bu lekelenmelerin iyice artmasına yol açar. Güneş koruyucu kullanılması da bu lekeleri ortadan kaldırmaz. Üstelik öyle her güneş koruyucuyu kullanmanız da zararlı olabilir. Bu nedenle doktorunuza danışmadan güneş koruyucu kullanmayın. Zira sormadan kullandığınız kremlerin içindeki bazı kimyasal maddeler bebeğiniz için çok zararlı olabilir.
Lekelenmelerin yoğun olduğu bu dönemde hamilelerin bize en çok sorduğu sorular arasında leke tedavisini gebelik döneminde yaptırıp yaptıramayacakları geliyor. Biz hamilelik döneminde leke tedavisi yapılmasını önermiyoruz. Bu lekelerin çoğu hamilelik bittikten sonra kendiliğinden yavaş yavaş kayboluyor. Eğer kaybolmayıp aynı şekilde leke oluşumu sürüyorsa bu alanda uzman bir hekime başvurarak, tedavi almak gerekebiliyor.
Tüm bunların dışında gebelik döneminde yüz, el, kol bölgesinde kılcal damarlarda çatlamalar olabilir. Kılcal damarlar ilerleyen dönemlerde bacak bölgesinde artış gösterebiliyor. Ellerde kırmızılıklar, mantara yatkınlık, terlemede artış, vücutta su tutulumunun artması gibi durumlar da olabiliyor.
Kılcal damarlarla ilgili sorunlar daha çok; gerektiğinden fazla kilo alan hamilelerde görülüyor. Aynı zamanda hamileliğin ilk aylarında akneler de sık görülüyor, ancak dördüncü aydan sonra bu aknelerde azalma oluyor.
Hamilelerde beslenmenin ne kadar önemli olduğunu beslenme uzmanları ısrarla vurguluyor. Bu dönemde şeker yükü fazla gıdalarla beslenmek, alınması gereken kalori miktarının çok üzerine çıkmak, hareket etmemek, uykusuzluk, stres de kilo artışını tetikliyor. Bunlar da sivilcelenmeyi artırıyor. Hamilelik süresince nasıl bir beslenme programı uygulanacağına ilişkin olarak bir beslenme uzmanına başvurmakta fayda görüyoruz.
CİLT SAĞLIĞINIZ İÇİN NELER YAPABİLİRSİNİZ?
Hamilelik döneminde cilt sağlığını korumak için önlem alırken, hormonların artışı nedeniyle cilt salgılarının da arttığını unutmamak gerekiyor. Bu nedenle her gün düzenli olarak ılık bir duş almak terlemenin de azalmasında faydalı olacaktır. Terlemenin sonucunda vücutta isilik, pişik artabilir, kilo artışı ve hormonlar da bunu tetikler.
Kimyasal içerikli bir ilaç kullanmak yerine, duş aldıktan sonra bir miktar talk pudrası sürmek rahatlatıcı olabilir. Gebelik döneminden önce o çok severek kullandığınız banyo sonrası losyonları kullanırken de dikkatli olmanızı öneriyoruz. Bunların içeriklerine de bakarak, doktorunuzdan bilgi almalısınız.
Cilt bakımında hekimlerin önerdiği doğal ürünleri tercih edebilirsiniz. Bunlar arasında badem yağı, ayçiçek yağı, zeytinyağı sayılabilir. Yine kış döneminde topuklarınızda oluşabilecek çatlaklara karşı vazelin kullanabilirsiniz. Ancak lekelerle, yeni oluşumlarla çirkinleştim diye düşünerek profesyonel cilt bakımı yaptırmaktan kaçınmalısınız. Çünkü bu bakımlar sırasında kullanılan ürünlerden de zarar görebilirsiniz.
Gebelik döneminde makyaj ürünlerinden, özellikle de tüm yüzü kapatan, yoğun kimyasal içerikli, pudra, fondöten gibi ürünlerden uzak durmalısınız. Bu ürünlerin içerikleri de bebeğinize zarar verebilir. Meme çatlaklarından yakınıyorsanız yine tatlı badem yağından, E vitaminli, kimyasal içeriği bulunmayan, hekimin önerdiği doğal ürünlerden yararlanabilirsiniz.
SAÇ BAKIMINDA DOĞAL ÜRÜNLERi TERCiH EDiN
Saç sorunları kadınların hamilelik döneminde en çok yakındıkları konular arasında yer alıyor. Bu dönemde vücutta kan akımı arttığından, saç köklerinden girecek kimyasal maddeler bebeğe zarar verebilir. Bu nedenle hekiminize danışmadan saç bakım ürünlerini kullanmamanızı öneriyoruz.
Saçlar için büyük annelerimizin de sık kullandığı bademyağı, susam yağı, ceviz yağı gibi doğal yağlarla bakım yapılabilir. Her 15 günde bir bu ürünler saç köklerine uygulanıp, bir süre bekletildikten sonra yıkanabilir. Böylece saç kökleri beslenir, saçlar parlak ve canlı olur. Ancak tüm bunlara rağmen saçlarda cansızlık, matlaşma, dökülme devam ediyorsa konunun uzmanı bir hekime gidip yardım almakta fayda vardır.